KATILIMCILIK
Birlikte yapma niyetlerimizin mimarlık alanındaki karşılığı 'katılımcılık' en başından beri farkında olduğumuz bir yöntem ve söylemdi ve tüzüğümüze girecek kadar lügatımızda yer buldu. Ancak katılımcılık kavramının geçmiş ve bugününden gelen bagajı, neyin katılımcılık sayılıp sayılamayacağı noktasında neredeyse kurallaştırılmış kuramlar ve içini boşaltmaya meyleden uygulamalar, bu sözcüğü kullanırken dikkatli olmamıza, bunun yerine daha çok 'birlikte yapma'yı tercih etmemize neden oldu.
Katılımcılık hakkındaki sorgulamalarımız süre giderken katılımcı kelimesini kullanmaktan hiçbir zaman imtina etmedik. Katılımcılar başlangıçtan beri işlerimize açık çağrılarla ya da davetlerle dahil olan paydaş grubu oldular. Onların arasından devam etmek isteyen kişiler de dernek üyelerine dönüşerek üye sayısının organik bir şekilde artmasını sağladılar.
Bu konuda bir zaman sonra farkettiğimiz ilginç bir nokta, dernek olmamıza rağmen bu insanlar derneklerin genelde tercih ettiği 'gönüllü' sıfatını kullanmayıp hep katılımcı dememizdi. Bu kavramsal bir tercih olarak gelişmemişti, belki doğal bir alışkanlığımız gibiydi ama sanırsak daha çok insanların işlere edilgen bir şekilde dahil olmasını değil, geldiklerinde ilgilendikleri konularda, istedikleri ölçüde inisiyatif almalarını beklediğimizdendi. Gönüllülük de kullandığımız, tartıştığımız kavramlardan biri. Üyeler, katılımcılar, kullanıcılar, destekçiler; hepsi yine istekleri ölçüsünde farklı gönüllülük biçimlerinde hareket ediyorlar. Ama gönüllü yerine katılımcı kelimesini kullanmanın, sadece bir kullanım farkının ötesinde yaklaşım farklılığı taşıdığını düşünüyoruz. İnisiyatifi, paylaşımı öne çıkaran bağlamlardaki bu fark katılımcılık tartışmalarındaki ana fikrimizi şekillendirmeye devam ediyor.